Bugün implantlar ile ilgili söylenen ve bilinen doğruların içindeki yanlışları , yanlışların içindeki doğruları kendi bakış açımdan sizlere iletmeye devam etmeye çalışacağım mümkün olduğunca kısa ve basit tutmaya çalışmakta zorlandığım bir durum. Umarım faydalı olur.

Alman malı, İsveç malı, Çin malı, yerli malı implantlar ve aralarındaki farklar

Daha önceden bahsettiğim gibi son yıllarda implant markalarında  ve bunların ticareti yapan kurum ve kişilerin sayısında çok yüksek bir artış olmuştur. Hastalarda en çok karşılaştığımız durumlardan bir tanesi implantın markası ve menşei ile ilgili bilgi almak. Zira implantın markasının maliyetlere yansıması azımsanmayacak kadar yüksektir. Bazı durumlar iki implant markası arasındaki fiyat farkı 5 katına kadar çıkabilmektedir. 

Peki implantların markaları ve menşeileri çok önemli midir? Cevabım hem evet hem hayır olacaktır.

İlk olarak şunu açıklayayım bir implantın Alman malı, İsveç malı veya yerli üretim olması çok önemli değildir. İmplantın hangi ülkeden geldiğinden daha çok markası önemlidir. Ülkemizde üretilen bazı implantların ithal malı bir çok implanttan daha kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Çin olmasa bile Güney Kore üretimi güzel, innovatif implantlar bulunmaktadır. Dikkat edilmesi gereken implantın markasıdır. 

Kaliteli olarak tanımlanan bir çok implant markası uzun bir geçmişe sahiptir. Çok uzun süredir uygulanması bu markalara diğerlerine göre çok daha fazla deneyim ve bilgi sahip olmalarını sağlamıştır. Bu bilgi ve deneyimi ürünlerine yansıtan bir firmanın ürünlerinin başarı oranlarının rakiplerine göre yüksek olması kaçınılmazdır. Çok uzun süredir piyasada olan implant markaları daha kalitelidir diyebiliriz. Fakat yeni bir firmanın ürünlerine kalitesiz demek aynı oranda yanlış olur. 10-15 senelik bir süreç sonrası bu farklar anlaşılır. 

Diğer bir konu ise implantı üreten veya getiren firmanın sürekliliğidir. İmplant tedavilerinde sadece implanta değil aynı zamanda üst yapı parçaları, ölçü parçaları , cerrahi ve protetik setler gibi yüzlerce farklı malzeme ve parçaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu işe girip yeterli bilgi sahibi olmayan firmaların kısa sürede battığını veya devrettiğini, hastaların ağızlarında üstlerine diş yapılmasını bekleyen implantlar ile gerekli parçaları bekler iken aylarca dolaştığına, hatta   nadir de olsa çözüm bulamadığına da şahit oldum. Düşük kaliteli fakat parçaları mevcut bir implantın, çok kaliteli de olsa parçasını bulamadığınız üstünü yaptıramadığınız bir implanttan çok daha fazla yarar getireceği açıktır.

Bir de implantın doğru bir planlama ve düzgün cerrahi ile yapılmış olması da başarı oranı artırır. Çamura atsan tutar diye tabir ettiğimiz implantların çok kötü ve deneyimsiz ellerde heba edildiği durumlarda mevcuttur.

Başka bir konu hakkında ileride aynı başlık altında devam edeceğim . Sağlıcakla kalın.

                                                                                    Dr. Dt. Bahadır DİNDAR